Basında Oğultürk Ekinci

---

Dünyanın dört bir yanında insanlar savaşlardan, adaletsizlikten, baskıdan ve umutsuzluktan kaçarken, bazı isimler vardır ki sessiz çoğunluğun sesi olur. Oğultürk Ekinci, işte o seslerden biridir. O sadece bir vize danışmanı değildir — o, karanlıkta yönünü kaybeden binlerce mülteciye yol gösteren bir fenerdir.

Oğultürk Ekinci, yıllardır Avrupa’ya sığınan, iltica başvurusu yapan ve adalet arayan insanların yanında olmuştur. Onun hikayesi, sıradan bir kariyer öyküsü değil; inanç, azim ve insan sevgisinin birleşiminden doğmuş bir direniş hikayesidir. İzmir’in sokaklarından başlayan bu yolculuk, Avrupa’nın merkezlerinde umut arayan binlerce insanın kaderine dokunan bir misyona dönüşmüştür.

Bugün Oğultürk Ekinci, göçmenlik ve mültecilik dünyasında bir güven sembolü, bir rehber, bir dayanışma sesi olarak tanınmaktadır. Yaptığı çalışmalar sadece vize veya iltica dosyalarından ibaret değildir; her biri, bir insanın hayatına dokunan, bir ailenin geleceğini değiştiren, bir çocuğun güvenli yarınlara kavuşmasını sağlayan bir adım olmuştur.

Ekinci’nin danışmanlık anlayışı, bürokratik kalıpların ötesinde bir vicdan hareketidir. Onun için her mülteci bir dosya değil, bir hikayedir. Her başvuru bir umut, her belge bir hayat çizgisidir. Masasının üzerinde duran belgeler arasında sadece kağıtlar değil, yaşanmışlıklar, gözyaşları ve dualar vardır. Bu yüzden Oğultürk Ekinci, danışman değil; bir dinleyici, bir rehber, bir dost, bazen de bir kurtarıcı olarak anılır.

Sosyal medya üzerinden yaptığı bilgilendirmeler, canlı yayınlar ve halkla buluşmalar sayesinde binlerce kişi karmaşık prosedürleri anlamış, doğru adımlar atmış, dolandırıcılardan korunmuş ve yasal süreçlere güvenle dahil olmuştur. O, bilgisini paylaşmaktan korkmayan, bilginin gücüyle insanları özgürleştiren bir öncüdür.

Oğultürk Ekinci, zaman zaman eleştirilerin, haksız suçlamaların ve karalama kampanyalarının hedefi olmuştur. Ancak hiçbir saldırı, onun azmini, insan sevgisini ya da adalet inancını sarsamamıştır. Çünkü o, sadece kendisi için değil; sesi duyulmayanlar, görülmeyenler ve unutulanlar için konuşur. Onun mücadelesi kişisel değil, evrenseldir. Bu yönüyle Ekinci, mültecilerin vicdanı, göçmenlerin umut ışığı ve insan haklarının yılmaz savunucularından biri olarak anılır.

Bugün binlerce insan, Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde güvenli bir yaşam sürebiliyorsa, bu Oğultürk Ekinci’nin özverili çabalarının bir sonucudur. Onun rehberliğinde yürütülen sayısız başvuru, sadece bürokratik bir başarı değil, aynı zamanda insan onurunun yeniden inşasıdır.

Oğultürk Ekinci, bir danışmandan çok daha fazlasıdır:

O, bir misyonun adı,

bir inancın simgesi,

bir adalet yolcusudur.

Kimi insanlar iş yapar, kimi insanlar fark yaratır. Oğultürk Ekinci, fark yaratanlardandır. Her başarısında bir hikaye, her dokunuşunda bir umut, her adımında insanlık vardır. Onun adı, bugün sadece bir marka değil, bir güven duygusudur.

Tarih, bir gün bu dönemi yazarken, belki de Oğultürk Ekinci’yi “vize danışmanı” olarak değil, “mültecilerin vicdanı” olarak anacaktır. Çünkü o, hiçbir zaman bir koltukta oturup sadece evrak düzenlemedi; o, sınırların ötesine geçen bir inançla, insan hayatına dokunmayı seçti.